Teknoloji dünyası yapay zekaya odaklanmış durumda ve 2027 yılına kadar 900 milyar doların üzerinde yatırım öngörülüyor. Bu hızlı gelişme, dünyaca ünlü ekonomistlerin de dikkatini çekiyor. Nobel ödüllü ekonomist Paul Krugman, yapay zeka çılgınlığının dot-com balonuna benzediğini, ancak sonucunun farklı olabileceğini öne sürdü. Substack'ta yayınlanan yazısında, bazı yapay zeka teknoloji hisselerindeki aşırı değerlemelerin ve geleceğe dair abartılı beklentilerin dot-com balonunu hatırlattığını belirtti. Krugman, "Yapay zeka ateşi dot-com balonuna çok benziyor, ancak oyunun sonu oldukça farklı olabilir" dedi. Bu durum, yatırımcıların dikkatini çeken önemli bir farklılaşma noktasını işaret ediyor. Özellikle mevcut teknoloji yatırımlarının uzun vadeli sürdürülebilirliğine dair şüpheler artıyor. Aynı zamanda, düzenleyici kurumların olası müdahaleleri de piyasayı etkileyebilecek önemli faktörler arasında yer alıyor.
Yapay Zeka ve Teknoloji Hiyerarşisi
Krugman'ın analizine göre, 2000'li yıllardaki dot-com krizinde yatırımcılar, yeni kurulan şirketlerin yüksek kârlı yarı tekel haline geleceğini düşünüyordu. Bu durum, günümüzdeki yapay zeka yatırımlarıyla karşılaştırıldığında önemli bir farklılık oluşturuyor. Zira günümüzde, yapay zeka alanında gelişen teknolojilerin mevcut büyük şirketler tarafından kontrol edilmesi ve bu şirketlerin daha da güçlenmesi bekleniyor. Krugman, yapay zeka alanında Alphabet, Amazon, Apple, Meta, Microsoft, Nvidia ve Tesla'dan oluşan "Muhteşem Yedili"nin öncülük ettiğini ve bu şirketlerin piyasa hiyerarşisini daha da güçlendireceğini savunuyor. Bu şirketlerin sahip olduğu kaynaklar ve pazar hakimiyeti, yeni girişimcilerin rekabet etmesini zorlaştırıyor. Bu durumun, teknoloji sektöründeki rekabet ortamını olumsuz etkileyebileceği düşünülüyor. Ayrıca, bu şirketlerin siyasi gücü de dikkate alınması gereken bir faktör.
Silikon Vadisi'ndeki Değişim
Krugman, Silikon Vadisi'ndeki değişimi de ele alarak, "Silikon Vadisi çeyrek asır önce siyasetten büyük ölçüde kopmuştu. Şimdi Jeff Bezos ve Mark Zuckerberg gibi büyük teknoloji patronlarının hükümetle yakın bağları var" dedi. Bu durum, yapay zeka teknolojilerinin düzenlenmesi ve denetlenmesi konusunda önemli soruları gündeme getiriyor. Hükümetlerin bu teknoloji devleriyle olan ilişkileri, yapay zeka alanındaki gelişmeleri ve bunların olası etkilerini yakından takip etmelerini gerektiriyor. Bu yakın ilişkilerin etik ve rekabet açısından değerlendirilmesi, uzun vadeli sonuçların belirlenmesinde kilit rol oynayacak. Ayrıca, bu yakınlaşmanın küçük ölçekli teknoloji şirketlerinin büyümesini ve gelişmesini nasıl etkileyebileceği de önemli bir tartışma konusu.
Yapay Zeka Yatırımları ve Gelecek
ABD teknoloji endeksi Nasdaq 100, 2022 sonlarında ChatGPT'nin piyasaya sürülmesinden bu yana yüzde 80'den fazla yükseldi. Analistler, borsanın bu yıl daha da yükselmesini bekliyor. Ancak, Krugman'ın uyarısı, bu hızlı yükselişin sürdürülebilirliği konusunda soru işaretleri yaratıyor. Yüksek değerlemelerin ve geleceğe dair abartılı beklentilerin, bir balonun patlamasına yol açabileceği endişesi hakim. Bu nedenle, yatırımcıların yapay zeka yatırımlarına yaklaşırken dikkatli olmaları ve riskleri değerlendirmeleri önem taşıyor. Uzun vadeli stratejiler belirlemek ve riskleri çeşitlendirmek, yatırımcılar için önemli adımlar olacaktır. Sonuç olarak, yapay zeka teknolojilerinin geleceği ve ekonomik etkileri, yakından izlenmesi gereken konular arasında yer alıyor.