ABD'de ikinci kez başkanlık koltuğuna oturan Donald Trump'ın petrol ve enerji politikaları, son dört haftadır küresel petrol piyasalarında önemli dalgalanmalara neden oldu. Trump'ın göreve başlamadan önce 81,75 dolara kadar yükselen petrol fiyatları, yeni yönetiminin politikalarıyla birlikte düşüşe geçti. 20 Ocak haftasında Brent petrol fiyatı yüzde 3, WTI ise yüzde 3,7 değer kaybetti. Bu düşüş, Trump yönetiminin petrol üretimini artırmaya yönelik kararnamelerinin bir sonucu olarak yorumlandı. ABD Merkez Bankasının (Fed) faiz oranlarını sabit tutma kararı ve ABD'nin diğer ülkelere yönelik gümrük vergisi tehditleri de fiyatların düşüşünü destekleyen faktörler arasında yer aldı. Ek olarak, Trump yönetiminin "güçlü dolar" politikası ve Kanada ile Meksika'ya getirilen gümrük vergilerinin ertelenmesi de petrol fiyatlarındaki düşüşü hızlandırdı. Sonuç olarak, petrol fiyatları dört haftalık düşüş trendini sürdürerek, 75 doların altına geriledi.

Trump Yönetiminin Etkisi

Trump'ın İran'a yönelik yaptırımlarının ardından petrol fiyatlarında kısa süreli bir yükseliş yaşansa da, bu durum genel düşüş trendini engelleyemedi. Çin ekonomisine ilişkin iyimser beklentiler ve Trump'ın Rusya Devlet Başkanı Putin ile görüşmesi de fiyatlarda hafif bir toparlanmaya yol açtı. Ancak, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın devam etmesi ve beklenmedik bir barış anlaşmasının olmaması petrol fiyatlarının düşüşte kalmasına sebep oldu. ABD yönetiminin politikalarının belirsizliği ve piyasaların "bekle ve gör" yaklaşımı da fiyatların istikrarsızlığını sürdürdü. Özellikle OPEC+'ın üretim artışlarını erteleme kararı, fiyatlarda olası bir yükselişi işaret etse de, uzmanlar 80-85 dolar seviyesinin kolayca aşılamayacağını düşünüyor. Bu belirsizlikler, yatırımcıların piyasaya temkinli yaklaşmasına neden oldu.

Düşüş Trendinin Nedenleri

Uzmanlar, petrol fiyatlarındaki düşüşün birkaç nedenden kaynaklandığını belirtiyor. Bunlar arasında Çin'in talebine karşı temkinli yaklaşım, OPEC+'ın kota taahhütlerine sıkı sıkıya bağlı kalması, Irak ve Kazakistan'ın önceki üretim artışlarından geri adım atması ve Trump'ın petrol ve enerji politikalarının piyasaya karışık sinyaller göndermesi yer alıyor. Trump'ın Paris İklim Anlaşması'ndan çekilmesi büyük petrol üreticileri tarafından olumlu karşılanmasına rağmen, ABD'deki artan petrol üretimi, önümüzdeki aylarda piyasada daha fazla petrol olacağı endişesini yarattı. Birçok rafinerinin bakım nedeniyle devre dışı kalması da kısa vadede fiziksel petrol talebini azaltacağı ve fiyatlardaki baskıyı artıracağı düşünülüyor.

Uzun Vadeli Tahminler

Uluslararası veri analitik şirketi Kpler'in Kıdemli Petrol Uzmanı Homayoun Falakshahi, fiyatlardaki artışın kısa süreli olacağını ve piyasa temellerinin oldukça durağan olduğunu belirtiyor. Viyana Enerji Araştırmaları Enstitüsü Başkanı Fereydoun Barkeshli ise uluslararası petrol piyasasının zayıf bir görünüm sergilemeye devam ettiğini ve piyasaların "bekle ve gör" yaklaşımını benimsediğini vurguluyor. OPEC grubunun ise üretim tavanlarını ve kotalarını gevşetme planlarını dikkatle değerlendirdiği belirtiliyor. Bu faktörler göz önüne alındığında, petrol fiyatlarının önümüzdeki dönemde istikrarlı bir seyir izlemesi beklenmiyor.