TÜİK, 2025 yılının ilk çeyreğine ait iş gücü verilerini açıkladı. Açıklanan verilere göre, Türkiye'de işsizlik oranı, önceki çeyreğe kıyasla 0,4 puanlık bir düşüşle %8,2 olarak gerçekleşti. İşsiz sayısı ise 183 bin kişi azalarak 2 milyon 884 bin kişiye geriledi. Bu düşüşün sebepleri arasında uygulanan ekonomik politikalar ve istihdam yaratıcı projeler gösterilebilir. Ancak bu olumlu görünümün altındaki gerçekleri göz ardı etmemek gerekiyor. Genç nüfus arasında işsizlik oranının hala yüksek olması ve kadın istihdamında yaşanan sorunlar dikkat çekici. Ayrıca sektörel bazda incelendiğinde tarım, sanayi ve hizmet sektörlerinde istihdamda azalma görülmesi, ekonomik aktivitelerdeki yavaşlamanın bir göstergesi olabilir. Devam eden gelişmeleri takip etmek ve daha kapsamlı bir analiz yapmak için ilerleyen dönemlerdeki verilerin beklenmesi gerekmektedir. Toplamda, Türkiye ekonomisinin genel görünümünü değerlendirirken işgücü piyasasındaki bu dinamikleri dikkate almak büyük önem taşımaktadır.

İşsizlik Oranlarında Detaylı İnceleme

Erkeklerde işsizlik oranı %6,6, kadınlarda ise %11,2 olarak ölçüldü. Bu fark, kadınların çalışma hayatında hala karşılaştıkları engelleri ve eşitsizlikleri göstermektedir. 15-24 yaş aralığındaki gençler arasında işsizlik oranı %15,0'a geriledi. Bu yaş grubunda erkeklerde %10,8, kadınlarda ise %22,7 olarak kaydedildi. Gençlerin iş gücüne katılım oranlarını artırmak için eğitim ve istihdam politikalarının geliştirilmesi büyük önem taşıyor. Öte yandan, istihdam oranı %48,9 olarak belirlendi. Bu oranın erkeklerde %66,3, kadınlarda ise %31,9 olduğunu görüyoruz. Kadınların iş gücüne katılımını artırmak için, kreş desteği, esnek çalışma saatleri ve cinsiyete dayalı ayrımcılığın ortadan kaldırılması gibi önlemler hayati önem taşımaktadır. Bu durum, ekonominin sürdürülebilir büyümesi için önemli bir göstergedir.

Sektörel İşsizlik Analizi

Mevsim etkilerinden arındırılmış verilere göre, tarım sektöründe 171 bin, sanayi sektöründe 61 bin, hizmet sektöründe 37 bin kişi azalış yaşanmıştır. İnşaat sektöründe ise 3 bin kişilik bir artış gözlemlenmiştir. Bu durum sektörler arası dengesizlikleri ve ekonomideki yapısal sorunları ortaya koymaktadır. İstihdam edilenlerin sektörel dağılımı ise şöyledir: %14,3 tarım, %20,8 sanayi, %6,6 inşaat ve %58,2 hizmet sektörü. Bu veriler, istihdam politikalarının sektörel ihtiyaçlara göre yeniden düzenlenmesi gerektiğini göstermektedir. Örneğin, tarım sektörünün modernleşmesi ve teknoloji kullanımı teşvik edilerek daha verimli ve daha fazla istihdam yaratacak şekilde yeniden yapılandırılması önemlidir. Benzer şekilde, sanayi ve hizmet sektörlerindeki iş kayıplarının önüne geçmek için inovasyon ve teknoloji yatırımlarına odaklanılmalıdır.

Atıl İşgücü ve Çalışma Süresi

İstihdam edilenlerin haftalık ortalama fiili çalışma süresi 0,6 saat artarak 43,5 saate ulaştı. Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı ise %28,5 oldu. Bu oran, ekonominin potansiyelini tam olarak kullanamaması anlamına gelmektedir. Atıl işgücü oranının düşürülmesi için, ekonominin daha fazla büyümesi, iş yaratıcı yatırımlar ve işgücü piyasasının daha etkin bir şekilde işlemesi şarttır. Bu sayede, daha fazla insanın iş bulması ve ekonominin tam kapasiteyle çalışması sağlanabilir. Ayrıca, eksik istihdam ve işsizliğin bütünleşik oranı %18,4, potansiyel işgücü ve işsizlerin bütünleşik oranı ise %19,6 olarak ölçüldü.