Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi toplantısında Türkiye ekonomisinin durumunu değerlendirdi. İSO'nun Türkiye sanayisinin omurgası olduğunu ve ülke ekonomisine büyük katkı sağladığını vurgulayan Yılmaz, ekonomik büyüme ve istikrarın önemine dikkat çekti. Orta Vadeli Program (OVP) güncelleme çalışmalarının sürdüğünü ve bu güncellemelerin makro ekonomik göstergeler, bütçe büyüklükleri ve yapısal reformlar olmak üzere üç temel başlıkta gerçekleştiğini açıkladı. Yılmaz, 2003'ten beri ortak akıl ve istişareyle şekillendirilen politikaların altını çizerek, toplumun tüm kesimleriyle işbirliği içinde çalıştıklarını belirtti. Türkiye'nin küresel ekonomideki belirsizliklere rağmen güçlü bir performans sergilediğini, 22 yıldır dünya ortalamasının üzerinde büyüdüğünü ve 17. büyük ekonomi haline geldiğini ifade etti. Bu süreçte, ekonomik istikrar ve reform programının çeşitli testlerden başarıyla geçtiğini vurguladı.

Türkiye Ekonomisi'nin Güçlü Performansı

Türkiye ekonomisinin son 22 yılda dünya ortalamasından 1,8 puan daha fazla büyüdüğünü, milli gelirinin 230 milyar dolardan 1,5 trilyon dolara yükseldiğini aktaran Yılmaz, kişi başı gelirinin de artış gösterdiğini belirtti. 19 çeyrektir kesintisiz büyümenin sürdüğünü, ihracatın Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdığını ve cari açığın Orta Vadeli Program tahminlerinin üzerinde olduğunu söyledi. Ekonomik büyümenin tarım, turizm ve sanayi sektörlerini kapsayan geniş bir yelpazede gerçekleştiğini ve istikrarlı bir büyüme trendinin devam ettiğini vurguladı. Bu güçlü büyüme, ülkenin alt orta gelir grubundan üst orta gelir grubuna yükselmesini ve yüksek gelirli ülkeler ligine girme hedefini destekliyor. Yılmaz, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir büyüme modeli hedeflediklerini de sözlerine ekledi.

Deprem Sonrası İnşaat Seferberliği ve Ekonomik Tedbirler

6 Şubat depremlerinin ardından 11 ilde başlatılan inşa seferberliğine değinen Yılmaz, bugüne kadar 70 milyar doların üzerinde bir harcama yapıldığını ve bu harcamanın şehirlerin altyapısını güçlendirmeye yönelik olduğunu belirtti. Yüz binlerce konutun inşa edildiğini ve yıl sonunda 450 bin konutun hak sahiplerine teslim edilmesinin hedeflendiğini açıkladı. Bütçe ve mali disipline verilen önemin Türkiye'yi zorlu dönemlerde daha güçlü kıldığını, yüksek borçluluğun olmamasının deprem yükünün daha rahat kaldırılmasını sağladığını vurguladı. Deprem sonrası iyileştirme çalışmalarının, ekonomik büyümeyi olumsuz etkilememesine yönelik alınan önlemlerin başarılı olduğunu ve yatırım ortamının olumlu yönde etkilendiğini ifade etti. Hükümetin, depremden etkilenen bölgelerin yeniden inşasını hızla sürdürdüğünü ve bu süreçte istihdama da büyük önem verdiğini vurguladı.

Enflasyonla Mücadele ve Sanayiye Destek

Yılmaz, enflasyonun temel mesele olduğunu ve karamsarlık yaymaya çalışanlara karşı güçlü bir cevap verilmesi gerektiğini söyledi. Enflasyonla mücadele için kararlı ve koordineli bir şekilde çalışıldığını, yıl sonunda enflasyonun 20'li rakamlara inmesinin hedeflendiğini açıkladı. Kira fiyatlarının enflasyona etkisine dikkat çeken Yılmaz, bu konuda da tedbirler üzerinde çalışıldığını belirtti. İklim Kanunu'nun önemine değinen Yılmaz, yenilenebilir enerjiye geçişi destekleyecek emisyon ticaret sistemi kurulacağını açıkladı. Sanayi sektörüne yönelik desteklere de değinen Yılmaz, tekstil, deri ve mobilya gibi sektörlere prim destekleri verildiğini, altıncı bölge desteklerinin sürdürüldüğünü, İstanbul'dan Anadolu'ya geçişlerin özendirildiğini ve YTAK programıyla düşük faizli krediler sağlandığını aktardı. Bu desteklerin ekonominin güçlü sektörlerini daha da ileriye taşımayı ve yeni teknolojilere yatırımı desteklemeyi amaçladığını vurguladı. KOBİ'lere ve girişimcilere fon sağlamaya devam edileceğini belirterek, Türkiye'nin her türlü zorluğa rağmen istikrarlı bir şekilde yoluna devam ettiğini ifade etti.